Asla Devamı Çekilmemesi Gereken 15 Efsane Film

10.12.2022
Asla Devamı Çekilmemesi Gereken 15 Efsane Film

Zevk alarak izlediğimiz iyi bir filmin devamının çekilmesini istemek oldukça haklı bir düşüncedir. İyi bir film ilgi çekici hikayesi, güçlü bir mantıkla oluşturulmuş kurgusu ve bize her gün tanıştığımız insanlardan daha gerçekçi görünen karakterleriyle, adeta alternatif bir dünya yaratır. Ancak bunun tam tersine filmin senaristi, yönetmeni ve oyuncu kadrosu oluşturulurken çok fazla sorun yaşandıysa, vaktinizi o filmiz izleyerek harcamak istemezsiniz.

Çok Güzel Sürükleyici 15 Efsane Film

Bazı filmler vardır ki çok özgün, çok mantıklı ve eksiksiz bir hikayeye sahiptirler. Aynı zamanda karakterleri canlandıran oyuncular da mükemmel performanslarıyla göz doldururlar. Bu özelliklerinden dolayı bu tür filmler devam filmi çekilmeyen ya da başka bir deyişle “çekilemeyen” filmlerdir. İşte listemiz tamamen oldukları gibi bırakılmaları gereken bu tarz ikonik filmlerden oluşuyor.

#15. Pulp Fiction (Ucuz Roman) – 1994

Dürüst olalım. Hiçbirimiz Pulp Ficton 2 isimli bir devam filminin çekilmesini beklemedik. Tarantino’nun başyapıtı her şeyiyle o kadar eksiksizdi ki, hiçbirimiz için izini süreceğimiz bir nokta kalmadı. Birkaç örnekle neden bu filmin devamının çekilemeyeceğini açıklayalım.

Öncelikle, filmin hiçbir devam filminin bu mükemmel denge ve akışı sağlayamayacak deneysel bir yapısı var. Sonra, John Travolta’nın canlandırdığı ve filmin en iyi karakterlerinden olan Vincent Vega’sız bir devam filminin kulağa hoş gelmediği gerçeği… Son olarak, Butch Zed’in helikopterinden uzaklaştığında, nereye gideceği veya ne yapacağı gizemini koruması gereken bir sahne olmalı diye düşünüyoruz.

#14. Lost in Translation (Bir Konuşabilse) – 2003

Tıpkı Pulp Fiction gibi, bu film de mükemmel bir kapanış ile sona eriyor (Bob, Charlotte ile son kez bir araya geliyor ve kulağına bir şeyler fısıldıyor).

Bob ve Charlotte’un Japonya’da bir araya gelme zamanı, hem kendileri hem de izleyici için benzersiz bir deneyim. İşte bu bölüm filme benzersiz lezzetini veren şeyin ta kendisi. İki sevgilinin birbirlerini tekrar bulacakları ve ilişkilerini mutlu veya mutsuz bir sonla nihayete erdirecekleri bir devam filmini izlemeyi kimse istemezdi değil mi?

Bazı hikayeleri kendi kafamızda devam ettirmek en doğrusudur.

#13. Shawshank Redemption (Esaretin Bedeli) – 1994

Eğer bir film iyiyse, bir devam filmi görmek istersiniz. Gerçekten iyiyse, bir üçleme ya da bir seri olmasını umut edersiniz. Ama eğer mükemmelse, devamının gelmesi sizin için ürkütücü bir düşünce oluşturur. Çok iyi hazırlanmış ve devam etmesini istemediğiniz bazı filmler vardır. İşte The Shawshank Redemption tam da bu filmlerden biridir.

Filmin teması kesinlikle mükemmel. Hikaye mükemmel bir girişle başlıyor, mükemmel gelişen olaylarla devam ediyor ve mükemmel bir sonla tamamlanıyor. Andy, işlemediği bir suç nedeniyle hapsedilir, elinden gelenin en iyisini yapar, arkadaşlar edinir, sistemi sarsar, cehennemi yaşar ancak yine de kaçma kararlığını yitirmez ve nihayetinde bunu başarır. Andy ve Red’in yeniden bir araya geldiği kapanış sahnesi, tüm zamanların en büyüleyici film sonlarından birisi. Filmin devamını çekseler nasıl bir hikaye kurgulayacaklardı? Andy, cinayetten dolayı tekrar hapse atılır mıydı? Yoksa sahil kenarındaki evinde yaşayacaklarını mı izlerdik? Hangisi olursa olsun bu hikayenin devamı hiçbirimizi tatmin etmezdi.

#12. Apocalypse Now (Kıyamet) – 1979

Apocalypse Now 2: Kıyamet Devam Ediyor isimli bir devam filmi her açıdan bir yanılgı olurdu. Zira orijinal film öylesine efsaneviydi ki, yönetmen Francis Ford Coppola’nın daha iyi bir devam filmi çekmek için insanüstü bir çaba göstermesi gerekirdi. Diğer bir şeyse, Kurtz figürü filmin tamamına hakim durumdadır. Bütün filmi neye benzediğini merak ederek geçirdik. Onun ölümünden sonra devam edecek bir hikaye hiçbirimiz için tatmin edici olmazdı.

Bir başka sorun da Coppola’nın klasiğinin döneminin bir ürünü olmasıdır; Vietnam Savaşı hakkında orijinal bağlamından çıkarılmış bir hikaye mantıklı olmayacaktır. Apocalypse Now’da hiçbir devam filminin yanından bile geçemeyeceği ilginç bir çılgınlık var.

#11. Mulholland Drive (Mulholland Çıkmazı) – 2001

Mulholland Drive, 21. yüzyılın en iyi filmlerinden biri olarak görülen ve devamı aşırı tuhaf kaçabilecek bir filmdi.

İronik bir şekilde, hikayenin bu kadar zor olmasının nedenlerinden biri de, yönetmen David Lynch’in projeyi bir TV dizisi olarak tasarlamış olmasıydı. Çekimlerin büyük bir bölümünde, Lynch bir TV hikayesi oluşturduğunu düşündü. Ancak bu düşünce çekimler bittiğinde tamamen değişti. Akıllıca bir şekilde, hikayede açık bıraktığı uçları birbirine bağlamaya çalışmamaya karar verdi.

Sonuç olarak ortaya gündelik hayatımızdaki kesinliklerin hiçbirine bağlı olmayan, gerçek ile hayal edilenin sınırları arasında kalan bir film çıktı. Ancak film tamamen mantıksız da değildi. Hatta kendi şartlarına göre mantıklı olduğunu söylemek daha doğru olur. Tüm insanlar, yerler ve olaylar bir çeşit hayali mantıkla birbirine bağlıydı. Aslında Mulholland Drive, tabiri yerindeyse tam bir sinematik rüyaydı. Malumunuz, rüyaların devamını görmek mümkün değildir!

#10. Citizen Kane (Yurttaş Kane) – 1941

Citizen Kane’e devam filmi çekilmesinin kötü bir fikir olmasının birkaç pratik nedeni var. Öncelikle, Orson Welles artık bizimle değil ve onun başyapıtının lezzetini koruyan bir devam filmi çekebilecek yeteneğe sahip ikinci bir yönetmen daha yok.

Sinematik sebeplerine gelince, Apocalypse Now’da olduğu gibi ana karakter zaten ölmüştür, Pulp Fiction’da olduğu gibi orijinal hikayeye sadık kalınması imkansızdır, Ve Lost in Translation’da olduğu gibi olası bir devam filmi yapımın gizemli sonunu mahvedecektir.

Son olarak Citizen Kane, Apocalypse Now gibi kendi döneminin bir ürünüdür. Amerikan film yapımcılarının, avangart (yenilikçi ve deneysel) teknikleri Hollywood ana akımına sokmaya başladığı dönemin tarihsel bir belgesidir.

#9. Million Dollar Baby (Milyonluk Bebek) – 2004

Kuşkusuz Frankie’nin, Maggie ile yediği akşam yemeğinde yalnız başına oturduğunu gördükten sonra ne yaptığını görmek ilginç olurdu.

Sinir bozucu olsa da, filmin kafamızda oluşturduğu soruların cevabını hiçbir zaman bilmeyeceğiz. Aslında ortaya cevapların bizi tatmin etmeyeceği gerçeği vardır. Million Dollar Baby 2 çekilseydi, film iki olası ihtimalle devam edecekti: ya gerçekçi olmayan bir şekilde mutlu sonla bitecek ya da gerçekçi bir şekilde üzücü sona erecekti. Her iki durumda da izleyici “keşke her şeyi olduğu gibi bıraksalarmış” diyecektir.

#8. Cast Away (Yeni Hayat) – 2000

Robert Zemeckis’in klasiği Cast Away’in devam filmi çekilseydi, hikayenin temelinden uzaklaşmak zorunda kalınacak ve bu büyük bir sorun teşkil edecekti. İkinci filmde Chuck ıssız adayla ilgisiz bir hayat yaşamak zorunda kalacak ya da yeniden bir ıssız adaya düşecekti. Her iki seçeneğin sonu da, sinema tarihinin en mantıksız hikayesine çıkmış olacaktı. Yeni filmin tamamen farklı bir kahramanı olması halindeyse, tüm filmi Chuck’a neler olduğunu merak ederek izleyecektik.

Bu nedenle Tom Hanks’ı ıssız bir adada yeniden görmek isterseniz, Cast Away’i tekrar izlemelisiniz!

#7. True Romance (Çılgın Romantik) – 1993

Bu listede yer alan tüm filmler arasından, devam filmi için en uygun olanı muhtemelen True Romance’dır. Clarence ve Alabama ölen şarkıcılar, öldürülen pezevenkler, büyük kokain torbaları, kızgın gangsterler, sinirli film yapımcıları ve berbat uşakların yer aldığı bir hikayeye uyum sağlayabilecek oldukça vahşi bir çifttir.

Fakat film, Shawshank Redemption’da olduğu gibi bozulmaya çok yatkın sonla bitiyor. İki sevgilinin başlarını daha fazla belaya sokacaklarından eminiz. Ancak bunların hepsini unutalım ve yalnızca mutlu çiftin gün doğumuna bakarken, yeni doğan bebeklerini kollarına aldığını düşünelim.

#6. When Harry Met Sally (Harry ile Sally Tanışınca) – 1989

When Harry Met Sally tüm modern romantik komedilerin şablonudur ve onun sevgi-nefret dinamiği, Shakespeare olmasa da Austen’e kadar uzanan büyük bir geleneğin parçasıdır.

Romantik komediler devamsız olmalıdır. Zira iletişimsizlik, aptalca hatalar, edepsizlik, tartışmalar, kişilik çatışmaları ve kırık kalplerin yer aldığı hikayeler son derece eğlencelidir. Bir romantik komedi filminde, çiftin hikayesine sadakatsizlik, boşanma, ihanet ya da herhangi bir sıra dışı konu dahil edilseydi, Hollywood’un “gerçek aşk sonsuza dek sürer” yanılsaması parçalanmış olurdu. Bunu da kimse istemezdi.

#5. Casablanca (Kazablanka) – 1942

Garip bir şekilde, yıllar boyunca birçok kişi, tüm zamanların en özensiz filmlerinden biri olan Casablanca’ya bir devam filmi çekilme konusunu konuştu. Ancak bu gerçekten kötü bir fikir olurdu.

Film İkinci Dünya Savaşı sırasında çekildi ve olası bir devam filminde tarihsel bağlam problemi oluşacaktı. Ayrıca filmde hiçbir film yapımcısının bugün yeniden yaratmayı ummayacağı anti-Nazi enerjisiyle dolu vatansever bir ana karakter vardı.

#4. The Breakfast Club (Kahvaltı Kulübü) – 1985

Aslında, The Breakfast Club on yılda bir tekrar bir araya gelen karakterleri içeren birkaç filmden oluşan bir seri olacaktı. Ancak yönetmen John Hughes ve Judd Nelson arasındaki zorlu ilişki bu planı bozdu.

Bugün 80’lerin klasiğinin devamını filmi izliyor olsaydınız, ilk aklınıza takılacak olan şey muhtemelen John, Claire, Allison, Brian ve Andrew’in şimdi nerede oldukları olacaktı.

#3. Close Encounters of the Third Kind (Üçüncü Türden Yakınlaşmalar) – 1977

Aslında bu filme çok iyi uyacak bir devam hikayesi var. Misafir uzaylıların pek iyiliksever olmadığı Yakın Karşılaşmalar bölümünü görmek ilginç olurdu. Aslında Spielberg, E.T.’yi yapmaya karar vermeden önce böyle bir film üzerinde çalışıyordu. Spielberg’in 1977 yapım tarihli projesi, gizemli bir şekilde bitmesi gereken filmler için önemli bir örnektir. Uzaylıların Roy’u nereye götürdüklerini ya da oraya vardığında ne yaptığını görmek ister miydiniz?

#2. Groundhog Day (Bugün Aslında Dündü) – 1993

Yüksek hayal ürünü filmler, genellikle devam filmi çekilebilecek nitelikte değildir. Chuck’ın ikinci kez ıssız bir adaya düşmesini nasıl kabul edilemez buluyorsa, Phil Connors’ın kendisini başka bir zaman döngüsüne sıkışmış bulması da o derece kabul edilemez olurdu.

#1. Memento – 2000

Bir başka yüksek hayal ürünü film olan Memento, dramını geçmişe dönük yapısına borçludur. İzleyicinin filmi izlerken hikayeyi birer birer parçalara ayırması zorunluluğu, finalde ortaya çıkan en önemli sahneyi daha çok edici hale getiriyor.

Christopher Nolan, geçmişe dönük hikaye çerçevesini kullanan bir devam filmi çekmeye kalksaydı, ilgi çekicilik aşınmış olur ve filmin sonu tamamen aynı şok edici etkiye sahip olmazdı. Öte yandan, devam filmi ileriye dönük bir hikayeye sahip olsaydı, Memento ile yapacak çok şey olmayacaktı. Bu listedeki diğer birçok filmde olduğu gibi, Memento da devamının çekilmesini zorlaştıracak derecede yaratıcı, özgün ve benzersiz bir film. Başka bir deyişle, devam filmi çekilmesini imkansız hale getirecek kadar mükemmel!

YAZAR BİLGİSİ
Kişisel Gelişim ve Güzellik uzmanıyım. Kadınlar için önemli ve değerli konularda yazmayı çok seviyorum. Özellikle kadınların arayıp bulamadığı konuları, uzun süreli araştırmalarım sonrası aktarmayı daha çok seviyorum. Selamlar. :)
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.