Gerçek Bilime Ters Düşen Bilim Kurgu Filmleri

09.12.2022
Gerçek Bilime Ters Düşen Bilim Kurgu Filmleri

Bilim kurgu, sinema filmleri için heyecanlı bir tür olsa da çoğu zaman gerçekten de ‘kurgu’ olarak kalıyorlar. Aslına bakarsanız, yıllar boyunca pek çok bilim adamı yaptıkları açıklamalarla bu filmlerin gerçek ‘bilime’ ters düştüğünü söyledi. Hatta bunların arasında Oscar ödüllü, milyonlarca izlenen yapımlar dahi vardı.

İşte En İlginç Gerçek Bilime Ters Düşen Bilim Kurgu Filmleri

Gravity – 2013

Gravity’nin çıktığı dönemi hatırlıyor musunuz? Film 7 Oscar kazanmış ve herkes tarafından aşırı ürkütücü, gerçekçi olarak tanımlanmıştı. Eğer ünlü astrofizikçi Neil de Grasse Tyson da böyle düşünseydi, filmin gerçekten de bilimsel olduğuna inanabilirdik.

Film sinemalarda gösterime girdikten sonra Tyson, Twitter üzerinde bir dizi açıklama yaptı ve bunları ‘Gravity Gizemleri’ şeklinde açıkladı. Tweetler başta masumdu fakat tıpkı filmde olduğu gibi, zamanla işler değişti. Tyson, ‘Filmin adı Yerçekimi değil Sıfır Yerçekimi olmalıydı’ şeklinde bir Tweet atarken, filmde çok sayıda bilimle uyuşmayan olay olduğunu dile getirdi. Ardından yapımı oldukça sevdiğini de itiraf etti.

Titanik – 1997

Tüm zamanların en çok Akademi Ödülü kazanan filminin yönetmenini, senaryoyu değiştirmesi konusunda ikna etmek kolay değildir. Neil de Grasse Tyson, Titanik’in yönetmeni James Cameron’a bir e-posta attı ve filmdeki bazı sahnelerin bilimle uyuşmayacağını dile getirdi.

Filmde Rose denizde yıldızlara bakıyor fakat Tyson, 1912 yılında Atlantik Okyanusu’nda böyle bir yıldız takımının görülemeyeceğini söylüyor. James Cameron ise bu durumu İngiltere’nin ünlü Telegraph gazetesine şöye açıklıyor:

‘Mükemmeliyetçi şöhretimle tanınıyordum, bunu bilmem gerekiyordu ve yıldızları da doğru yerleştirmeliydim. Ben de doğru yıldız şekillerini göndermesini istedim ve filme koyacağımı söyledim’.

Kısacası, ünlü astrofizikçi adeta Titanik’in senaryosunu değiştirmişti.

Yarından Sonra – 2004

Küresel ısınmayla bağlantılı bir felaketi konu alan Yarından Sonra filmi 2004 yılında çıktığında büyük etki yaratmıştı. Fakat sadece sayılı günler içinde dünya nasıl buzul çağına girerdi? Bilim adamları da bir süre bunu tartışmıştı.

Atmosfer Araştırmaları Ulusal Merkezi, New York şehrinin bu kadar sürede buz çağına giremeyeceğini açıklamıştı. Kurum NBC kanalına açıklama yaparken, ‘Dünyanın bir kısmındaki sıcaklıklar düşebilir fakat filmde gösterildiği gibi bu aniden yaşanmaz’ sözlerini kullanmıştı.

Daha sonra konuya farklı bilim çevreleri de dahil olurken, herkesin ortak görüşü belliydi; sadece 3 gün içinde dünyanın iklimi böyle değişemezdi.

Twister – 1996

Özel efektler konusunda Twister kesinlikle devrimsel bir filmdi fakat bilimsel perspektiften bakınca, tamamen gerçek dışıydı. Washington Post’ta 2013’te bir yazı yayınlanmıştı ve hem meteroloji uzmanı, hem de Twister filminin hayranı olan Kathryn Prociv, filmin neden gerçeklerle örtüşmediğini açıklamıştı.

Filmde Bill Harding karakteri bir hortumun geleceğini anlıyordu çünkü gökyüzü yeşile dönüyordu. Gerçekte ise havanın yeşile dönmesi hortum çıkacağını garanti etmez, sadece şiddetli bir hava da yaşanabilir. Aynı zamanda Harding ikilisinin bir fırtınadan bu şekilde kurtulması da mümkün değildi.

Armageddon – 1998

Meşhur bilim kurgu filmi Armageddon 1998 yılında gösterime girmişti ve bir grup astronotun, Teksas eyaleti büyüklüğünde bir göktaşının Dünya’ya düşüşünü engelleme mücadelesini konu alıyordu. Film, bilimsel gerçekliği konusunda zamanında pek çok tartışmaya da konu olmuştu.

NASA Araştırma Merkezi’nden Kevin Zahnle de bir bilim dergisi olan Nature’a bazı açıklamalarda bulunmuştu ve Teksas eyaleti büyüklüğünde sadece 3 tane göktaşının olduğunu dile getirmişti. Aynı zamanda göktaşını durdurmak için yapılan alet de yetersiz güçteydi. Leicester Üniversitesi öğrencileri, filmde Bruce Willis’in kullandığı bombanın en azından 1 milyar kat daha güçlü olmas ıgerektiğini savunmuştu.

Lucy – 2014

Scarlett Johansson’un başrolünde bulunduğu Lucy epey ses getirmişti ve filmin senaryosu, insanların beyninin aslında yüzde 10’unu kullandığı efsanesi üzerine kurulmuştu. Aslında bu teori defalarca boşa çıkarılmıştı ve insanların beyni hemen hemen her an tamamen aktif durumda.

YAZAR BİLGİSİ
Kişisel Gelişim ve Güzellik uzmanıyım. Kadınlar için önemli ve değerli konularda yazmayı çok seviyorum. Özellikle kadınların arayıp bulamadığı konuları, uzun süreli araştırmalarım sonrası aktarmayı daha çok seviyorum. Selamlar. :)
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.