Bu yazımızda sık karşılaşılan bebek ve çocuk hastalıkları hakkında bilgi vereceğiz. Lütfen bütün yazıyı okuyunuz.
Bebek ve Çocukta Meningokoksemi
Neisseria Menengitidis mikrobunun kana karışmasının neden olduğu tehlikeli ve bulaşıcı bir hastalık olan Meningokoksemi menenjit ile birlikte görülürse oldukça tehlikeli olabilmektedir. Solunum , temas ve tükürük yolu ile bulaşan Meningokoksemi, çoğunlukla 0 – 3 yaş arası çocuklarda görülmektedir. Meningokoksemi hastalığı daha çok Suudi Arabistan ve Orta Afrika da salgın halde görülmektedir. Klasik ateş ile birlikte üst solunum yolu enfeksiyonu olarak başlayan hastalık ileri aşamalarında döküntü ile devam eder.
Tüm vucuda hızla yayılan döküntü aşamasında çoğunlukla fark edilen Meningokoksemi de erken teşhis oldukça önemlidir. Meningokoksemi ,döküntü örneklerinin incelenmesi ya da kan ve beyin sıvısının test edilmesi ile teşhis edilmektedir. Meningokoksemi teşhisi konulan hasta antibiyoterapi ve şok tedavisi ile acil olarak hastanede tedavi altına alınmalıdır.
Bebek ve Çocukta Altıncı hastalık nedir ?
Virüslerin neden olduğu, özellikle bebeklerde görülen ve döküntülere yol açan bir hastalıktır. Tehlikeli bir hastalık olmaması ile birlikte, döküntüden önce bebeklerin ateşi 39-40 dereceye yükseldiği için bu yüksek ateş nedeniyle havale geçirebilmektedirler.
Ateşe bağlı olarak, keyifsizlik, iştahsızlık, titreme ve huzursuzluk gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Ayrıca baş ağrısı, bulantı, kusma da görülen belirtiler arasındadır.
6. Hastalığın Tedavisi :
Bu hastalığa ait özel bir tedavi bulunmamaktadır. Yalnız iştahı kesilen ve halsiz düşen bebek yakın takibe alınarak ateşi sık sık kontrol edilmeli, bol su, taze meyve suları ve çorbalarla sıvı tüketmesi sağlanmalıdır. Bu ateşli dönem 1 haftaya kadar uzayabilmektedir.
Bu süre sonunda bebeğin ateşi düşer, keyfi yerine gelir ve vücutta başlayan soluk kırmızımsı pembe renkte döküntülerle bebek hastalığı atlatmış olur.
Bebek ve Çocukta Suçiçeği Tedavisi Nasıldır
Bu makalemizde sizlerle çocukta görülen “suçiçeği nedir, suçiçeği tedavisi nasıldır, su çiçeğine ne iyi gelir, çocuğum su suçiçeği oldu ne yapmalıyım” gibi sorularının cevaplarının neler olduğunu paylaşacağız. Suçiçeği viral bir enfeksiyondur, ancak antibiyotik gerektirmez. Tedavide ateş için parasetemol kullanılmaktadır. Non-steroid ve antienflamatuar ilaçlar suçiçeği tedavisinde pek tavsiye edilmeyen ilaçlar arasındadır.
Çünkü bu ilaçlar genellikle bakteriyel enfeksiyon riskini artırmaktadır. Suçiçeğinin hastalığı seyrinde aspirin kullanılmaz aspirin Reye Sendromu riskini artırmaktadır. Parasetemol dışında, kaşıntıyı önlemek adına antihistaminik ilaçlar (anti alerjik) kullanılmaktadır. Bu ilaçlar ağızdan da alınabilir, krem şeklinde de kullanılabilir. Suçiçeği geçirmekte olan bir çocuğu, sıcak bir ortamda bırakmamalısınız. Çünkü terlediği zaman çocuğun kaşıntısı artar. Suçiçeği esnasında çocuğa hafif banyonlar yaptırılabilir.
Bu şekilde çocuğun daha az kaşınmasını ve çocukta oluşacak olan enfeksiyon riskini azaltmış olursunuz. Suçiçeği tedavisi, için özel bir yönteme gerek yoktur. Hastalık esnasında çocuk ateş düşürücü ve kaşıntı giderici ilaçlar kullanıp beslenmesine dikkat ederse hastalığı kısa sürede atlatabilir. Ancak bazı özel durumu olan çocuklar da vardır.
Bu çocuklar için virüsü öldürmeye yönelik ilaçlar kullanılabilir. Ama normal bir çocukta bu ilaçların kullanılmasına gerek yoktur. Suçiçeği hastalığı genellikle 7 gün içinde iyileşir. Hastalığın seyri esnasında, 1 – 3 gün arasında çocukta ateş görülür, bu durumda ateş düşürücü yardımıyla çocuğun ateşi düşürülür. 8-10 gün süren bir kaşıntı da olabilir bu gibi durumlarda anhistaminik ilaçlar kullanılır. Suçiçeğinin bulaşıcılığı, hastalık ortaya çıkmadan 1 hafta önce, döküntü başladıktan sonra 1 haftaya kadar devam etmektedir. Yani lezyonların tümü kuruyana kadar suçiçeği geçiren bir hastanın hastalığı sağlıklı kişilere bulaştırma riski yüksektir. Hastalık, solunum ve temas yoluyla bulaşır.
Bu yüzden hastalık dönemi içerisinde çocuğun evde istirahat etmesi, okula veya kreşe gidiyorsa iyileşene kadar bu ortamlara gönderilmemesi gerekmektedir.
Bebek ve Çocukta Raşitizm (Kemik Eğriliği)
Kalsiyum ancak Kemik Eğriliği D vitamini yardımı ile kemiklere yerleşir. Bebek güneş ışıklarından mahrum kalır, anne gebeliği süresince güneş ışıklarından yeterince yararlanamaz, beslenmesinde bol kalsiyum almazsa hem annenin hem de bebeğin kemiklerinde güçsüzlüğe yol açar.
Unutmayalım ki bebeğin örtü altında yada pencere camından sızan güneş ışığının da hiçbir etkinliği yoktur. Çünkü güneş ışınları kalsiyumun kemiklere yerleşmesine yardım eder Raşitizm, büyüyen bebek ve çocukta kemiklere yeterli mineral birikmesi olmadığı zaman kol, bacak ve parmak kemiklerinde eğrilikler,kafatası kemiklerinde yassılıklar, göğüs kafesi kemiklerinde kıkırdak birleşme yeri, el bileklerinde sızı ve güçsüzlük şeklinde görülebilir.
Bıngıldak kapanması gecikir. Bebekte ve çocukta fazla terlemeden yakınılır. Yeterli D vitamini (günde 400 – 800 U) alan ve anne sütü veya yaşına uygun bir diyetle beslenen bebeklerdeki terleme, her zaman raşitizmi göstermez. Tedaviye doktora danışılmadan ilaç başlanması (D vitamini ampulleri,damlaları) tehlikeli olabilir. Eğer bebek bu tür ilaçlardan önceden kullanmışsa bunun doktora mutlaka bildirilmesi gerekir. “Süt iğnesi”, “kemik iğnesi” gibi bilinçsizce kullanılan bu ilaçlar, doktor kontrolünde olmadan kullanılmamalıdır.
Bebekte Yenidoğan Sarılığı
Yeni doğan bebeklerin dünyaya ilk gözlerini açtıkları günden itibaren ilk 28 günü yenidoğan dönemi olarak isimlendirilir.Tam zamanında doğumu gerçekleşen bebeklerin %60’ında , doğması gereken zamandan erken doğan bebeklerin ise %80’ninde yenidoğan sarılığı rahatsızlığı görülmektedir. Bu zamanda gözlemlenen rahatsızlıların birçoğu fiziksel sarılık olup tehlike arz eden bir rahatsızlık değildir. Ancak konu hakkında uzman bir hekime başvurmanız önerilir.
Yenidoğan Sarılığı Neden Oluşur?
- Yenidoğan sarılığı rahatsızlığı oluşumunda başlıca bir takım nedenler bulunmaktadır. En çok görülen nedenlerden biri ise kan uyuşmazlığıdır. Yenidoğan sarılığı oluşmasında diğer nedenler ise şunlardır ;
- Bebek bireyimizin yeteri kadar anne sütü ile beslenmemesi.
- Bebeğin annesinde şeker hastalığı (diyabet hastalığı) bulunması.
- Annede bulunan ya da sütünde bulunan sarılık.
- Bebeğin doğuşundan itibaren gelen , doğuştan hastalıklar.
Yenidoğan Sarılığı Nasıl Meydana Gelir?
Yenidoğan sarılığı rahatsızlığı , bilirubin adındaki maddenin kanda gerektiğinden fazla bulunması sebebi ile sarılık hastalığı meydana gelir.Anne karnında bulunan bebeklerin kanında i bilirubin maddesi annenin karaciğerinde temizlik yapmaktadır. Fakat bebek ilk gözünü açtıktan sonra karaciğeri henüz tam olarak uygun olgunlaşmaya erişmediği için biliriubin maddesi vücuttan atılamaz ve bu sebepten dolayı bebeklerde yenidoğan sarılığı görülmektedir.
Bebekte Yenidoğan Sarılığı Olduğu Nasıl Anlaşılır ?
Sarılık rahatsızlığı il olarak yüzde meydana gelmekte ve kanda bilirubin maddesi arttıkça vücudun alt kesimlerine doğru ilerleyerek vücuda sarı rengini katmaktadır. Bebeğinizde yenidoğan sarılığı rahatsızlığı olduğunu düşüyorsanız eğer en yakın sağlık kuruluşuna götürmeli ve uzman hekimlerin uygulayacağı testleri yaptırmalısınız.
Bebek ve Çocuklarda Çölyak Hastalığının tedavisi
Bağışıklık sisteminin kendi kendisine tepki vermesi durumudur. İştahsızlık, hazımsızlık, gaz şikayetleri, yağlı ve kötü kokulu dışkılama, büyüme gelişme geriliği, dişlerde hassasiyet, dikkat eksikliği ve cilt bozuklukları gibi belirtiler gösteren Çölyak hastalığı çoğunlukla 9-12 aylık bebeklerde görülmektedir. Çölyak hastalığı üzerine yapılan araştırmalarda,hastalığın gluten intoleransı nedeniyle ortaya çıktığı ve tedavisininde gluten içeren gıdaların çocuğun beslenmesinden çıkartılması ile gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Çölyak hastalığının ülkemizde çok yaygın görünmesine rağmen toplumun çok fazla bilgiye sahip olmadığı gözlenmektedir. Bunun dışında çölyak hastalarının tek tedavisinin glutensiz besinler ile beslenmesi gerekmesine rağmen ülkemizde hala glutensiz ürün çeşitlerinin oldukça kısıtlı olması çölyak hastalarının yaşamını oldukça zor hale getirmektedir.
Bebekler de oluşan pamukçuk nasıl önlenir
Bebeklerin ağızlarında bir mantar enfeksiyonu olan pamukçuk hastalığı sıklıkla görülmektedir. Bu nedenle bebeklerin ağız içi düzenli olarak kaynatılıp soğutulmuş suya batırılan ince bir tülbent yardımı ile yumuşakça silinmelidir. Pamukçuk, mantar sporlarının bebeklerin ağız içine yerleşerek damakta adeta pamuk atılmış gibi beyazlıklar oluşturmasına denilir.
Bebeğin dili üzerinde görülebilecek beyazlıklar çoğunlukla anne sütünden kaynaklanmaktadır ve pamukçukla sık sık karıştırılmaktadır. Bebeğin damağında oluşan pamukçuk bebeğin beslenmesini zorlaştırır. Bebeğiniz anne sütü emmek istemiyorsa ağzında pamukçuk oluşmuş mu diye kontrol edin. Şayet pamukçuk oluşumu çok yeni ise kaynatılıp ılıtılmış suya bir miktar karbonat atın ve ince bir tülbentle pamukçukları temizleyin. Karbonat mantar virüsünü yok edecektir..
Eğer ki pamukçuk oluşumu çok fazla ise çocuk doktorunuza danışmanızı tavsiye ederiz. Pamukçuk sadece bebeklerde görülen bir fungal (mantar) enfeksiyondur. Caldida Albicas adı verilen bir mantarın etken olduğu ağız içi enfeksiyon pamukçuktur. Bu mantar yetişkin insanların ağız çevresinde ve vajinal bölgelerinde görülen bir mantardır. Doğum sırasında vajinal bölgede bulunan bu mantar, bebeğin solunum yollarına ve sindirim sistemine bulaşmaktadır. Bu hastalık bebeklerde genellikle 7 ve 10. gün ortaya çıkar. Ağız içinde görülen beyaz lezyonlar pamukçuğun semptomları arasındadır. Yani bu hastalık mikrobik bir hastalıktır, mantar hastalığıdır.
Zamanında doğan bebeklerde daha az görülür. Prematüre (erken doğan) bebeklerde ise pamukçuk daha sık görülen bir hastalıktır. Vücut direnci normal olan bir bebekte pamukçuk sadece ağız içi bölgede oluşur diğer bölgelere sıçramaz. Ancak vücut direnci düşük olan çocuklar için pamukçuk tehlikeli sayılabilir. Pamukçuk bu çocukların kanına da karışabilir, ağır akciğer enfeksiyonlarının da oluşmasına yol açabilir. Tekrar belirtelim çocuğunuz vücut direnci yüksek ise, pamukçuk sadece ağızda ve boğazda görülür. Çocuğunuzun ağzında beyaz lezyonları saptadığınız an bir çocuk hastalıkları uzmanına görünmeniz çocuğunuzun sağlığı için faydalı olacaktır.