Pers Savaşları’nın sonu ile Peloponez Savaşı arasındaki dönemde Yunan sitelerinde büyük gelişmeler meydana geldi. Siteler arasında en başarılı olan Atina’dır. Atina, o dünyanın yıldızıdır. Atina’da sanayı ve ticaret hızla gelişti. Atina, bu dönemde, metal işlerinde, özellikle silah yapımında, mobilyacılık ve çömlekçilikte uzmanlaştı. Atina’da patronların ve ailelerin bizzat çalıştığı birçok küçük atölye vardı. Bu atölyelerde bir veya iki köle yardımcı olarak kullanılırdı. Gemi yapımı da gelişmişti. Küçük atölyelerin yanı sıra köle çalıştıran büyük işletmeler de ortaya çıktı.
Üretimin çoğalması, zanaat ve ticaretle uğraşan toplum katmanlarını güçlendirdi. Bu katmanların arasında çelişki olmasına karşın, ticaret ve sanayinin gelişmesi ortak çıkarlarıydı. Özellikle deniz gücüne dayanılarak yapılan fetihler, tüccarlara yeni pazarlar açtı, özgür halkın zenginleşmesine neden oldu. [ Diakov-kovales(9) ]
Ticaret ve sanayideki gelişmeler, bu gelişmelerin emperyalist boyutlara ulaşması, Atina toplumunda önemli sosyal ve siyasal değişikliklerden biriydi. Atina’daki demokrasiyi, bu demokrasinin yıldızı Perikles şöyle anlatır:
” Bizim komşularımızın yasalarına benzemeye çalışmayan bir siyasal sitemimiz vardır. Başkalarını taklit etmektense, onları örnek oluşturuyoruz. Sitemimize, azınlık değil çoğunluk tarafından yürütüldüğü için demokrasi deniyor. Özel eşitliği sağlar. Fakat kamu alanında, bir bireye verdiğimiz değer, statüsünden değil, becerisinden kaynaklanır. Yoksul bir kimse de, devlete verebileceği bir hizmet varsa, itibarı yoktur diye hizmetten alıkonamaz. Ortak konularımızı özgür insanlara yakışan bir biçinde yönetiriz… Özel işlemlerimizde de birbirimizi incitmeden bir araya geliriz. Kamu yaşamımınızda yasalara uymamazlık etmeyiz, çünkü biz hem yöneticilerimize, hem de yasalara karşı saygılıyızdır –özellikle bizi haksızlıklardan koruyan ve yazılı olmadığı halde uyulmaması ayıp kabul edilen yasalara… Güzelliği sevmemiz bizi savurgan kılmaz; bilgeliği sevmemiz bizi gevşetmez. Zenginliği övünmek için değil, daha iyi işler gerçekleştirmek için kullanırız. Yoksulluğa gelince, yoksul olduğunu itiraf etmek ayıp değildir; daha ayıp olanı yoksulluktan kurtulmak için çalışmaktan kaçınmaktır. İnsanlarımız hem özel hemde kamu işlerini birlikte yürütmeyi becerebilmektedirler ve çalışan diğer kişiler de hükümetleri hakkında yeterli bilgiye sahip olabilirler. Çünkü yanlız biz, yönetime katılmayan bir kimseyi, kendi işine baktığı için övmek yerine, yarasız bir insan olarak kınarız. ” [ Lipson (10) ]
Demokrasinin gelişmesi, aristokrat kültürü yetersiz duruma düşürdü. Aristokratik kültürün yerine yei bir kültürün gelmesi gerekti. Bu gereksinme sofistleri yarattı. [ Şenel(11) ] Sofistlerin en önemli ve ilk sofist Protagoras‘tır.
Kaynakça
(9) Diakov, V- Kovalev, S, İlkçağ tarihi, V Yayınları, 1987
(10) Lipson, L, Demokratik Uygarlık, Türkiye İş Bankası Yayını, 1984.
(11) Şenel, A, Yunanda Eşitlik ve Eşitsizlik Üstüne, Ankara Üniversitesi., 1970.