Aşkın Beyin Üzerindeki Etkileri

Aşkın Beyin Üzerindeki Etkileri

Âşık olmak insan doğasının bir parçası olarak görülmektedir. Onu tanımlamakta veya karmaşıklıklarını anlatmakta zorlansak da sevginin ne olduğunu hepimiz bilmekteyiz. 166 kişi üzerinde yapılan bir araştırmada sevgi duygusunun 147 kişide bulunduğu gözlenmiştir. Sevginin ne kadar önemli olduğu insanlara öğretilmemiş, tüm insanlar bu duygunun ne olduğunu bilerek doğmuşlardır. Ancak şu ana kadar âşık olan herkes bu duygunun ne kadar karmaşık olduğunu bilmektedir.

Aşkın Beynimize  Etkileri Nelerdir? Aşık Olunca Nolur?

Aşk ve sevgi duygusu insanları sakinleştirse de aynı zamanda endişe duymalarına yol açar. Karşımızdaki insana olan aşkımızı daha çok kalbimiz ile hissetsek de bu duygu beynimizi de olumlu ya da olumsuz etkilemektedir. Genel olarak beynimiz aşkı bir ödül ve bağımlılık olarak görmektedir. Nörobilimciler tarafından yapılan araştırmalarda insan beyninin nasıl çalıştığı araştırılmış, binlerce yıldır aşk olarak adlandırılan duygunun insan beyni üzerindeki etkileri açığa çıkarılmıştır.

 

Aşk duygusu hayattaki hedeflerimizi kaybetmemize neden olabilir mi? Âşık olmak bağımlılık yaratır mı? Bilim karşı cinse olan sevginin devam edip etmeyeceğini bilebilir mi? Tüm bu soruların cevaplarını sizler için derledik.

aşkın beyin üzerindeki etkisi

aşkın beyin üzerindeki etkisi

  • Beyinlerimiz sevgiyi bir ödül olarak görmektedir.
    2005 yılında yapılan bir araştırmada 2500 öğrencinin MR görüntüleri çekilirken sevdikleri bir insana bakmaları sağlanmıştır. Bu sayede sevgi ve aşk duyguları yaşanırken beynin hangi bölgesinin çalıştığı araştırılmıştır. En çok aktiflik gösteren bölgenin kaudat çekirdeği ve ventral tegmental olarak adlandırılan bölgeler olduğu tespit edilmiştir. Bu bölgeler ödül sevinci yaşayan ve araştırma yapan bölgeler olarak bilinmektedir. Ayrıca beynin, insanın kendisini iyi hissettmesini sağlayan dopamin hormonu salgılamak ile görevli olan bölümleridir. Dopamin hormonun salgılandığının görülmesi ile birlikte bilim insanları sevgi duygusunun insanı mutlu ettiği ve bunu bir ödül olarak gördüğü sonucuna varmışlardır.
  • Aşk insanda bağımlılık yaratabilir.
    Vücutta bulunan dopamin seviyesinin artması ile birlikte insan vücudu aşırı hareket etme isteği duyabilir ve mutluluktan havalara uçabilir. Aşk en yüksek seviyeye ulaştığında sürekli olarak sevdiğiniz insanın yanında olma isteğine sahip olabilirsiniz. Beynimizin sevgi ve aşk duygularına yanıt veren bölümü aynı zamanda morfin ve opioid gibi bağımlılık yaratan maddelere tepki veren bölümüdür. Örnek olarak 30 erkek üzerinde yapılan bir çalışmada tümüne çok az miktarda morfin enjekte edilmiştir. Morfin uygulanan bu insanların âşık olma ile görevli olan bölgesi daha fazla çalışmaya başlamış ve karşısındaki insanı daha çekiyi bulmuştur. Bu araştırma ile beynin sağ tarafında yer alan bir bölgenin hem âşık olma hem de bağımlı olma ile görevli olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, âşık olan beyinlerde yüksek hızda koşmak ile aynı etkilerin, kalbinizin daha hızlı atması ve avuçlarınızın terlemesi, olduğu görülmüştür. Bu duygunun aynı zamanda adrenalin, sadakat duygusu ve korunma ihtiyacını da tetiklediği fark edilmiştir.
  • Uzun ömürlü aşkların kendilerine özgü kimyaları vardır.
    Yukarıda anlatılan etkiler sevginin ilk aşamalarında ve tutkulu olan aşklarda görülmektedir. Peki ya uzun süreli olan birlikteliklerde beynimiz ne gibi tepkiler vermektedir? Beynimize kalp tarafından yapılan baskı azaldıkça ve ilişkinin süresi uzadıkça etkiler değişmekte midir?
    Sevginin sonraki aşamalarında serotonin düzeylerinin arttığı ve dopamin dalgalanmalarının daha normal seviyelere düştüğü tespit edilmiştir. Bu kombinasyon ile, eşiniz için hissettiğimiz arzunun daha az olduğu anlamına gelmektedir. Bunun yerine daha güvenli ve daha az endişeli bir mutluluk hissetmenizi sağlar. Sarılma hormonu olarak bilinen oksitosin, yakın temaslarda üretilir ve çiftler arasındaki bağları güçlendirir. Oksitosin ayrıca emzirme sırasında ve yeni doğan bebekler ile anne cildinin teması sırasında da üretilerek anne ile bebek arasındaki bağların güçlenmesini sağlar. Yapılan bir çalışmada yeni, tutkulu bir aşktaki beyin aktiviteleri ile daha uzun süreli, sevgi dolu ilişkilerde olanlar karşılaştırılmaya çalışılmıştır. MR görüntüleri ile yapılan bu çalışmada ilişkinin süresi fark etmeden beyin üzerinde aynı bölgeyi tetiklediği belirlenmiştir. Böylece, 20 yıllık evlilikten sonra bile, eşimizle olan ilişkimizi ödüllendirici olarak bulabileceğimizi ve dopamine bağlı olarak eşimize sevgi ile sarılmamızın mümkün olduğu görülmüştür. Kısaca ilişkinin süresi ne kadar olursa olsun çiftler arasında bulunan sevgide azalma meydana gelmez yalnızca tutku yerini güven ve sadakat alır. Siz de arada bir eşinize sarılarak oksitosin hormonu salgılanmasını sağlayabilir, aranızda olan arzunun artmasını gözlerinizle görebilirsiniz.
  • İlişkinizde romantizm devam etmiyorsa bunun yerine müzik dinlemeyi tercih edebilirsiniz.
    İlişkiniz artık eskisi kadar romantik olmadığında, beyniniz bazı hormonların üretilmesine ihtiyaç duyacaktır. Bu gibi durumlarda aynı etkiye sahip olan aktivitelere yönelmeniz bayin sağlığınız için faydalı olacaktır.  Son zamanlarda yapılan bir çalışmada, sevdiğiniz müzikleri dinlemenin beyniniz üzerinde seks yapmak gibi diğer zevk uyandırıcı aktivitelerle aynı etkiye sahip olduğunu görülmüştür. Sizi heyecanlandıran müzikleri dinlerken beyniniz, şarkının en heyecan verici anlarında dopamin salgılamaktadır. Bir insanın yaptığı bazı şeyler o kadar çok dopamin üretebilir ki, zamanla dopamin tepkisi azalarak herhangi bir zevk hissetme yeteneğinizi kaybedebilirsiniz. Bu etkilere neden olan maddeler eroin ve kokain gibi bağımlılık yaratan maddelerdir. Kötü haber şu ki , yağlı yiyeceklere bağımlıysanız, aynı şey potansiyel olarak size de etkileyebilir. Yapılan bir çalışmada farelerin istedikleri kadar peynirli kek, pastırma, sosis ve diğer yağlı yiyecekleri yemelerine izin veririlmiş, sonucunda ise yalnızca obez olmamış aynı zamanda dopamin tepkileri zamanla zayıflamaya başlamıştır. Kısaca küçük bir dilim cheesecake yemek yeteri miktarda hormon salgılanmasını sağlarken, fazla abartmak beyninizde ve belinizde olumsuz sonuçlara yol açabilir.
  • Eşiniz ya da sevgilinizle randevu geceleri düzenleyerek ilişkinizi taze ve canlı tutabilirsiniz.
    Eşiniz ya da sevgiliniz ile düzenleyeceğiniz randevu geceleriyle ilişkinizi sağlıklı ve mutlu tutabileceğinizi biliyor muydunuz? Mutlu çiftlerin çoğu, romantizmi canlı tutmak için bu yöntemin önemli olduğunu bilmekte ve uygulamaktadır. Nörobilim araştırmaları da bu iddiayı desteklemektedir; ancak bunu doğru şekilde yapmalısınız. Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, randevu gecelerini taze ve yenilikçi bir şekilde gerçekleştirmektir. Siz ve eşiniz eğlenceli, heyecan verici ve yeni bir aktivite yaparken, beyniniz gibi ilk kez âşık olduğunuz zamana benzer şekilde dopamin ve norepinefrin hormonları salgılamaktadır. Yapılan araştırmalara göre, beyin gücünüzü artırmadaki kilit faktörlerden biri yenilikler yapmaktır. Beraber zaman geçiren ve daha mutlu ilişkilere bakıldığında, zaman geçiren çiftlerin mutlu ve tatmin edici romantik ilişkilere sahip olma ihtimallerinin daha yüksek olduğunu görülmektedir.
  • Ayrılıklar beyninizi de olumsuz olarak etkilemektedir.
    Kesin olmamakla beraber en iyi ilişkilerden bazıları bile ayrılık ile sonuçlanmaktadır. Bu ayrılıklar beynimizi de etkileyerek geçici bir süre işlevlerini yitirmesine neden olmaktadır. Ayrılık ve reddedilme gibi olaylarda fiziksel olarak ağrı olmasa da beynimizde yer alan ağrı merkezlerinde acı çekme hissi meydana gelmektedir. Diğer yandan beyinde bulunan zevk merkezleri de geçici bir süreliğine daha az aktif hale gelebilir ve bu da hafif şekilde depresyon yaşamanıza sebep olabilir. Size verilecek en iyi haber ise meydana gelecek tüm bu etkilerin geçici olacağıdır. Birkaç hafta ya da bir ay içerisinde tüm bu etkiler ortadan kalkacak ve yeniden aşık olmaya hazır hale gelebileceksiniz.
YAZAR BİLGİSİ
Kişisel Gelişim ve Güzellik uzmanıyım. Kadınlar için önemli ve değerli konularda yazmayı çok seviyorum. Özellikle kadınların arayıp bulamadığı konuları, uzun süreli araştırmalarım sonrası aktarmayı daha çok seviyorum. Selamlar. :)
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.