Stephen King’in ilk kitabı, Carrie (Göz) İncelemesi

Stephen King’in ilk kitabı olan Carrie (Göz), 1976’da yazıldı. Bir yazarın ilk kitabı olduğunu düşünürsek çok etkileyici bir kitap.

Kitaptan:

Carrie bir yandan kanlı ellerini tıpkı Lady Macbeth gibi giysisine sildiğinin ya da gülerken ağlıyor olduğunun ve zihninin bir bölümünün kendisini de mahvedecek şeyler yaptığının bilincinde değildi. Çünkü kendisiyle birlikte onları da götürecekti. Bütün o kasaba yerle bir olana dek her yeri yakacaktı.

Kitapta Carrie White adlı bir lise öğrencisinin hayatı anlatılıyor. Carrie arkadaşları tarafından sürekli dışlanan, asosyal bir lise öğrencisi. Bu yönden oldukça klasik bir lise öğrencisi diyebiliriz. Carrie kendisine yapılanlar için büyük bir kin besliyor arkadaşlarına ama bir ayrıntı daha var. Carrie bir telekinetik.Ve bu yeteneği ona korkutucu bir güç veriyor. Biraz da Carrie’yi bu duruma getiren, Carrie’nin büyüdüğüortama bakalım.

Annesi dine aşırı bağlı tabiri caizse yobaz bir hristiyan. Cinsel birleşmenin çok büyük bir günah olduğuna inanan anne, çocuğu dünyaya gelince onu öldürmeye çalışmış ama yapamamıştır. Çocuğunu sadece bir günah olarak gördüğünden kızını baskı altında yetiştirmiştir.

Carrie’nin annesi evini cehennem temasıyla kurmuş. Bütün duvarı kaplayan bir çarmığa gerilmiş İsa figürü, kızı yaramazlık yaptığında onu attığı, kapağının arkasında koruyucu bir cehennem ve şeytan konulu bir resim olan, dolabı ile korkutucu bir evde büyüyor Carrie. Böyle katı ve dindar bir anneyle yıllarca baskıyla büyüyen Carrie’nin utangaç, çekingen ve okulda dışlanan biri olmasına şaşırmamak gerek.

Kitaptaki anlatıma gelirsek, yazar kitapta bir yandan Carrie White’ın hayatını anlatırken, araya parça parça makaleler koymuş. Bu makalelerde White vakası adı verilen bir olaydan söz ediliyor. Carrie White tarafından yapıldığı iddia edilen yüzlerce kişinin ölümüyle sonuçlanan White vakasını anlatan makalelerde, felaketten kurtulanlarla röportajlar, telekineziyle ilgili bilgiler, Carrie White’ın yaşamı anlatılıyor. Kitapta bir yandan şimdiki zamanda Carrie’nin hayatını takip ederken, bir yandan da bu makaleler ile anlatılan – ve kitabın sonunda olacağını düşündüğümüz- White vakasının gerçekleşmesini bekliyoruz.

Kitap hakkında yorumlarıma gelince, kitap sürekli olay ve makaleler arasında değiştiği için okurken pek sıkılmadım ama kitapta aksiyon sonlara doğru başladığı için hareketli bir roman bekleyen okurlar biraz sıkılabilir. Kitabın sonunda göreceğiniz cani Carrie White’ın Heroes dizisinden Sylar’a benzediğini söylemeden edemeyeceğim.

Sonuç olarak: Göz, Stephen King‘in okunması gereken kitaplarından biri.