Bağırsaklar ve Psikoloji, Bağırsaklar Depresyona Yol Açar mı?

Bağırsaklarımız, sindirim sistemini düzenlemenin yanı sıra, aynı zamanda bizi hastalıklardan koruyorlar ve bazı zehirli besinleri nötr hâle getiriyorlar. Fakat duygularımızı etkilediklerini kim tahmin ederdi ki?

Duygu durumunuzu, ruh halinizi etkileyen organlar denilince aklınıza ne geliyor? Mutlaka ilk sırayı beyin ile kalp alıyordur. Belki mideyi de bunların arasında sayabiliriz fakat kimse bağırsakların depresyona ve anksiyeteye yol açtığını tahmin etmeyecektir. Bağırsaklarımızda trilyonlarca bakteri yaşarken, bunlar birçok şeyi etkiliyor.

Bağırsak – Beyin İlişkisi 2 Yolludur

Anksiyetenin bağırsaklara etki ettiğini biliyoruz. Gergin olduğumuzda banyoya koşuyoruz, midemiz bulanıyor ve rahatsızlık duyuyoruz. Fakat aynı zamanda bağırsaklar da depresyon ve anksiyeteyi tetikleyebiliyor.

İrlanda’daki Cork Üniversitesi’ndeki bir araştırma grubu, fareleri Lactobacillus rhamnosus adlı, yoğurtta yaygın olarak bulunan bir probiyotikle besledi. Diğer gruba ise aynı oranda sterilize edilmiş, bakterisiz et suyu verildi. Daha sonra da fareler eşit miktarda bölgelere koyuldu ve derin bir suda yüzmeye zorlandılar. Probiyotikle beslenen fareler direnirken, et suyuyla beslenenler ise hiç uğraşmadan vazgeçtiler ve bu da bir çeşit fare depresyonuydu.

Fare bağırsaklarıyla fare beyninin farklı çalıştığını söyleyebilirsiniz. Bu doğru fakat UCLA’nın yaptığı başka bir çalışmada, bir grup sağlıklı kadına 4 hafta boyunca günde 2 kez probiyotik takviyeli yoğurt yedirildi. İkinci gruba ise probiyotik olmayan süt ürünleri verildi. Üçüncü grup ise normal beslenmelerine devam ettiler. 4 hafta sonunda, herkes beyin tarama testlerine girdi. Probiyotikle beslenen grubun beyin fonksiyonları ciddi derecede farklı çalışıyordu.

Bağırsaklarınız Kişiliğinizi Etkileyebilir

Başka bir şaşırtıcı araştırma da McMaster Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. 2 fare grubu deney için toplanırken, her türün farklı davranışsal karakteristikleri vardı. Bir grup daha ürkek ve çekingenken, diğerleri ise daha sosyal ve atılgandı fakat bu fazla uzun sürmedi.

Araştırmacılar farelerin bağırsaklarından tüm bakterileri antibiyotikle temizledi ve ardından ilk grubu, ikinci grubun  bakterileriyle beslediler. İkinci gruba ise ilk grubun bakterileri verildi. Ne mi oldu dersiniz? Adeta davranışları değişti. Utangaç fareler çok daha atılgan olurken, diğerleri ise ürkekleşti.

Yoğurt deneyinin aksine, bu tip bir deneyi muhtemelen insanlarda tekrar etmek kolay olmayacak fakat önemli ipuçları verdiği de gerçek.

Damak Tadımızı Etkiler

Bir teoriye göre, bağırsaklarınızdaki bakteriler yüzünden yemek yemeye yöneliyorsunuz. Görünüşe göre çikolata, pasta veya farklı besinleri seven milyonlarca, hatta trilyonlarca çeşitli bakteri var.

Teoriye göre, bağırsaklarımızdaki bakterilerin istediği şeyleri yiyoruz. Bu bakteriler beynimizdeki kan bariyerlerini geçecek kada ufak partiküller üretiyorlar ve istenilen şeyi yediğimizde ise dopamin ve serotonin salgılamamızı sağlıyorlar. Her ikisi de ruh halimizi düzeltiyor, mutlu ediyor.

Örneğin diyete başladıktan sonra birkaç gün içinde canınız aşırı derecede bir yiyecek çekiyorsa, bu bağırsak bakterilerinizin açlığından kaynaklı olabilir. Bakteriler, adeta dev bir robotu kontrol eden minik çipler gibiler.

Elbette bu şimdilik bir teori fakat güçlü bir teori olduğunu da söylemeliyiz. Bakterileri iyi yönlü geliştirmek içinse şu 3 yöntemi izleyebilirsiniz;

• Bolca sebze tüketin ve hayvansal yağlardan uzak durun.
• İşlenmiş gıdalardan, bağımlılık yapan gıdalardan uzak durun.
• Stresi azaltın.