Phaleas Kimdir? Phaleas Etkisi Nedir?
Servertin eşit olarak dağıtılması gerektiğini ilk kez söyleyen Kalkedonlu Phaleas’tr. Phaleas’ın yaşamı hakkında geniş bir bilgi yoktur. MÖ 5. yüzyılın sonunda yaşadığı sanılmaktadır. [ Guthrie (1) ]
Phaleas’ın düşünceleri hakkında bilgi veren tek kaynak Aristoteles’in ” Politika ” isimli eseridir. Eğer Aristoteles bilgi vermeseydi Phaleas karanlıkta kalabilirdi. Aristoteles’e göre Phaleas, politika teorisine katkı yapmış bir düşünürdür. [ Freeman (3) ] Aristoteles, ” Politika ” adlı eserinde Phaleas’ın düşüncelerini aşağıdaki gibi açıklar:
” Bazı düşüncelere göre ana sorun, mülkiyet ilişkilerinin düzenlenmesidir. Çünkü yurttaşlar arasındaki tüm parti çekişmeleri bunun çevresinde döner, diye iddia ediyordu. Bu yüzden bu görüş açısını ilk defa yaygın bir hale getiren Chaldekodunlu Phaleas olmuştur. O, yurttaşlar arasında mülkiyetin eşit olması gerektiğini iddia ediyor. Bir kent kurulurken daha başlangıçta bunu gerçekleştirmek zor değilmiş: mesken ( yerleşilmiş ) kentlerde ise daha zor olurmuş; ancak zenginler kızlarına çeyiz verir, ama kendileri almazsa ve yoksullar da kızlarına vermez, ama kendileri alırsa çok çabuk denge sağlanabilirmiş… ( yurttaşlar arasında mülkiyet ilişkilerinde ) ”
” Ben bazılarının kabul ettiği gibi mülkiyetin müşterek olması gerektiğine kani değilim. Ancak dostça razı olmak suretiyle toprağın müşterek olarak kullanılmasına taraftarım, ” diyen Aristoteles (8), Phaleas’ın düşüncelerini eleştirir:
” Eşitlenmesi gerekş olan varlıklar değil, insanların istekleridir. Bu ise, devletin bu konuda özel bir eğitim olmaksızın düşünülemez. Phaleas, kendisinin de bunu doğru bulduğunu, böylelikle yurttaşların yalnız aynı mülkiyet haklarına sahip olmakla kalmayarak eğitim bakımından da eş haklara sahip olmaları gerektiğini söyleyecektir. Onun düşüncesine göre, malların eşitliliği yurttaşların açlık ve soğuktan korkmaları ihtimalini ortadan kaldıracak, dolayısıyla yasaların dışına çıkmalarını önleyecektir. Ama cinayetlerin tek sebebi yoksulluk değildir. İnsanlar, tutkularını emeksiz ve sıkıntısızca gerçekleştirmek isterler. Cinayet işlemenin tek sebebi budur. O halde, bu kötülüklerin gerçek çaresi nedir ? Yoksulluğa karşı, aşırı olmaksızın varlıklı bulunmak. Tutkulara karşı da yurttaşların ölçülü olmayı öğrenmelerini sağlamak. Kendini zevk ve eğlenceye kaptırmak eğilimde olan kimselere, felsefenin yardımıyla, düşünme ve davranışlarını tartmak imkânı vermek. En büyük cinayetler, yoksulluktan ötürü değil, aşırılık yüzünden işlenmiştir. İnsanlar, yoksulluk içinde bulunduklarından dolayı zorba ( tiran ) olmazlar. Bunun için de bir zorbayı öldüren, bir hırsızı öldürenden daha çok övülür. Dolayısıyla Phaleas’ın önerdiği reformlar yalnız küçük cinayetleri önlemek bakımından yararlı olabilir. “
Aristoteles, daha sonra, bu refomların insanların eşit kılınması üzerine değil, daha çok açıkgözlülüklerin iyi bir eğitimle ortadan kaldırılması üzerine gerçekleştirilebileceğini söylüyor. Zenginler, zenginliklerini artıraya çabalamamalıdır. Bunun gibi yoksullar da durmaksızın ortaya yeni istekler çıkarmamalıdır. Başka bir deyişle yoksulları, içinde bulundukları durumdan daha kötüye götürecek davranışlardan kaçınmalıdır. Ayrıca, Aristoteles şunu da belirtiyor kş, toprak mülkiyeti konusunda sağlanacak bir eşitlilik hiçbir zaman yeterli değildir ve olmayacaktır. Çünkü insanlar sadece çok toprağa sahip olmakla zengin sayılmalar.
Bunun yanı sıra, kölelerinin sayısı, sığırlarının çokluğu, parası, kısaca menkul mallar olarak adlandırılan zenginliklere sahip olmakla da zengin olunabilir. Bunun için ya bütün malları ve varlıkları göz önünde tutmalı, eşitliliği buna göre düzenlemeli ya da her türlü mala sahip olmayı, sınırlandırmaksızın serbest bırakmalı. Yasama bakımından o sadece küçük bir devlet tasarlar gibi görünüyor, en azından tüm zanaatçılar devlet hizmetinde olacak ve devlette bir fazlalığın oluşmasına meydan vermeleri gerekecek. Öte yandan kamu işlerii yürütenler de devlet hizmetine girmek zorunda olursa, bunun Epidammos’taki ve Diophantos’un bir zamanlar Atina’da yapmaya çalıştığı gibi düzenlenmesi gerekir. Phaleas’ın devlet taslağı konusunda aklı başında öneriler yapıp yapmadığını bunlara bakarak anmak mümkündür. [ Aristoteles (8), Beer (9) ]
Bu açıklamalara göre Phaleas:
- Toprak mülkiyetinin eşit olmasını,
- Devletin ortak bir öğretim düzeni sağlamasını,
- Küçük el sanatlarının kamulaştırılmasını önermektedir. [ Beer (9) ]
Sofistlerin yaşadığı dönemde, Atina sitesinin deniz gücü gelişti. Dış ticaret arttır. Büyük sanayi ekonomiye egemen oldu. Ekonomideki bu gelişme toplum yapısını da değiştirdi. Küçük el sanatlarıyla uğraşanlar, orta sınıflar, milli gelirden büyük pay alan ticaret sermayesinin egemenliği altına girdiler. İşçiler, bir yandan sermayenin sömürmesine bir yandan da köle işçilerinin rekabetine karşı savaşmak zorunda kaldılar.
Yukarıda özetlenen koşullar altında yaşayan Atina’da anahatlarını Hippodamos ve Phaleas’ın verdiği sol görüşler ortaya çıktı ve yayılmaya başladı. [ Beer (9) ] Bu konuda dolaysız tanıklara ve geniş bilgi veren kaynaklara sahip değiliz. Fakat o dönemde yazılmış sosyal komedilerden, özellikle, Aristoteles’in komediklerinden, o devrin sol görüşleri hakkında bilgi edinmek mümkündür. Her ne kadar tutucu bir görüşle yazmış olsa da Aristophanes’in “ Kadınlar Meclisi ” isimli oyunundan alınan aşağıdaki parça bu konuda bir örnektir. Erkeklerin gütmüş olduğu politika Atina’nın yenilgisi ve gelişmekte olan cumhuriyetin yıkılmasıyla sonuçlanmıştır. Bundan en çok acı çekmiş olan kadınlar ülkenin yönetimini erkeklerin elinden almaya karar verirler.
Bir gece, sessizce kocalarının yanından kaçarak her biri erkek gibi giyinir; ondan sonra da devleti yeni bir düzene sokmam amacıyla bir kurul toplarlar. Bu kurulda kadınlar söz alarak tasarladıkları devlet reformu konusunda konuşmalar yaparlar. Konuşmalarda ileri sürülen başlıca çözüm, ülkenin yönetimini, bunu başaramayan erkeklerin elinden alarak kadınlara vermek ve böylece devleti içinde bulunduğu çıkmazdan kurtarmaktır. Kadın ayaklanmasının yöneticisi ve diğer kadınları ayaklanmaya çağırmış olan kimse Blepyros’un karısı Praxagoras’dır. Koca ile karısı arasında şöyle bir konuşma geçer:
Praxagora: Beni dikkatle ve sonuna kadar dinlemeni istiyorum. Sözüm bitmeden önce konuşmama karışmamalı. Planım özetle şudur: Herkez eşit olmalı ve topraktan eşit bir biçimde yararlanmalıdır. Bundan sonra artık bir kimsenin çok zengin olmasına karşılık bir diğerinin yoksulluk içinde bulunmasına; birinin geniş toprakları, yüz kölesi olduğu halde diğerinin tek bir adamı bulunmamasına; bir yanda bir karış toprağı bulunmayan kimseler olmasına son verilmelidir. Bunu değiştireceğiz ve herkes için eşit bir yaşama biçimi getireceğiz.
Blepyros: Bunu nasıl başarabileceksin ki ?
Praxagora: İlk olarak para, toprak ve bütün zenginliklerin toplumun malı olmasını sağlamak gerekir. Toplanan bu servetle de biz ev kadınları sizi erkekleri besleyeceğiz, giydireceğiz vb…
Blepyros: Söylediklerinin toprakla ilgili olan yanını bende durumu açıkça gören herkes gibi kabul etmekten başka bir şey yapamam. Ama toprak saklanabilen bir şey olmadığı için yapabileceğin bu işi, para ve altın konusunda nasıl yapabileceksin ?
Praxagora: Bütün yurttaşların paralarını ve altınlarını devletin hazinesine teslim etmesini sağlayarak.
Blepyros: Peki, iyi… düşün ki zenginler paralarını ve altınlarını sakladılar. Bunu nasıl anlayacaksın ? Onlara yeminle doğruyu söyletemezsin; zira yalan yerine de yemin edebilirler. Aslında paralarını da öyle yalan konuşarak; şunu bunu kandırarak kazanmamışlar mıdır ?
Praxagora: Haklısın. Yalnız şu var ki paralarının onlara hiçbir yararı dokunmayacaktır. Çünkü bu dediğin yapılınca ortaya yoksulluk diye bir şey kalmayacak. Herkes ne istiyorsa, para karşılığı olmaksızın alabilecek: Fındık, kestane, elbise, şarap, yiyecek ve içecek, her şey; bunlar yurttaşlara sağlamakla görevli olan yerlerden istenildiği kadar parasız alınabilecek. Böyle olunca da herkes neden para biriktirmeye kalkışsın ? Kötü yollardan kazandıkları paranın bu durumda zenginlere ne yararı olur ki ?
Blepyros: En zengin, dolayısıyla en az dürüst olan kimselerin çalmaktan, aldatmaktan böyle kolayca vazgeçebileceğine mi inanıyorsun ?
Praxagora: Eski devirde bu olamazdı haklısın. Ama bugün, her şey herkesin olduğuna göre zenginlikleri kendisi için biriktirmek neye yarar ?
Kaynakça
(1) Guthrie, W. K., A History of Greek Philosophy, Vol III, Cambridge University Press, 1975.
(3) Freeman, K, The Pre-Socratic Philosophers, Oxford, Basil Blackwell, 1966.
(8) Aristotales, Polltica, Oxford Press, 1921.
(9) Beer, M, Sosyalizmin ve Sosyal mücadelenin Tarihi, İstanbul, 1965